Kayıtlar

Mayıs, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Duyulara Hitap Eden Müze

Resim
          Gezmeyi herkes gibi seviyorum, gezerken bazen tesadüfen denk gelip ‘iyi ki görmüşüm’ bazen de özellikle not alıp mutlaka gitmem lazım diye düşünüp sonrasında ‘iyi ki gitmişim’ dediğim yerler oluyor. Tesadüfen gördüklerim, içimde mucize keşfetmişim gibi bir his uyandırırken; planlayarak gittiklerim önceden fotoğraflarına bakıp hakkında sayfalarca yorum okuduğum için olsa gerek, ne bekleyeceğimi bildiğim için aynı mucize hissini uyandırmaz bende. Aslında Finlandiya - Tampere’deki müze merkezi Vapriikki’yi görmeden öncesine kadar böyleydi diyebilirim. Önceden gitmeyi planladığım, hakkında okuduğum ve fotoğraflarını gördüğüm halde, gördükten sonra o ‘mucize’ hissini bana yaşatan bir yer oldu burası. Herkeste bendeki kadar coşku uyandırır mı orada gördükleri bilmiyorum ama benim en çok dikkatimi çeken müzenin ‘Doğa Bilimleri’ kısmında deneyimleyerek öğrenmeye son derece önem verilmesi, deneyimleme kısmında da daha önce hiçbir müzede görmediğim kadar duyulara hitap edebilmes

Nedir Bu Duyular? Ne İşe Yararlar?

           -Dokunma Duyusu: Dokunma bebeğinizin anne rahmindeyken gelişen ilk duyusudur. Dokunma duyusu bebeğinizin zeka gelişimi, ruh hali ve hayatta kalma savaşında önemli rol oynar. İyi gelişmiş dokunma duyusu bize kendimiz ve dış dünya hakkında bilgiler (sıcaklık, ağrı, dokunma, basınç) sağlar. Yeni doğan bebeğinizi beslemek istediğinizde hafifçe yüzüne dokunduğunuzda başını temas edilen tarafa doğru çevirecektir. Bu küçücük dokunuşu hissetmesi aslında bebeğinizin beslenmeye başlamak için ilk adımı. İlerleyen dönemlerde ise dokunma duyusu vücut hareketlerini planlamada beyine yardımcı olacak, bu da çocuğunuzun spor faaliyetlerindeki yeteneğinde belirleyici faktörlerden biri olacaktır.       -Koklama Duyusu: Duyularımızla aldığımız bilgilerin beyindeki merkezlere iletilmesini tren yoluna benzetirsek, koku hariç tüm duyuların beyindeki ana istasyona ulaşmadan önce ara duraklara uğradıklarını söyleyebiliriz. Mukoz membran içinde bulunan kimyasal reseptörler uyaranı algıladıktan s

Bebeğiniz Hakkında Bilmeniz Gerekenlerden Olmazsa Olmazı: DUYULAR!

Bir çoğumuz bebek sahibi olmadan önce yepyeni bir dünyaya gireceğimizi bilerek hamileliğin başlangıcından itibaren kitaplar okuyoruz. Bunların bir kısmı hamilelik ve doğumla ilgili bir kısmıysa bebeğimizin gelişimiyle ilgili. Hemen hemen her annenin ortak endişesidir, doğumdan sonra bebeğinde yolunda gitmeyen birşeyler olduğunu görmek. Bu nedenle çocuğumuzun kaba motor gelişimini, ince motor gelişimini, dil gelişimini, sosyal ve duygusal gelişimini öğrenmek ve herşeyin yolunda devam etmesini sağlamak için okuruz, öğrenip uygulamaya, gerekirse uzmanlardan destek almaya çalışırız. Fakat bir konu var ki ona pek çoğumuzun aşina olduğu söylenemez; duyusal gelişim! DUYULAR NEDEN ÖNEMLİDİR?           Hepimiz duyusal girdilerin bolca olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Duyular vücudumuzun hem içinden hem de dışından gelen uyaranlardan bilgi alır ve bize dünyada birşeyler yapabilmek, iş görebilmek için gerekli bilgileri verir. Zamanla hangi duyusal bilgi sonucunda nasıl davranacağımızı öğrenir

Parktaki özgürlük

      Ne zaman bir yere gitsem karşıma bebekler, çocuklar çıkıyor ya da algıda seçicilik :) tarayıp, bulup, odaklanıyorum. Elimde değil gözlemlemeyi seviyorum. Geçen haftalarda bambaşka bir sebepten orada olsam da parkın önünde beklerken dikkatimi çeken bir görüntüyü paylaşmak istiyorum.     Emekleyen bir bebeğiniz olduğunu düşünün. ''Sürekli elleri yerlerde halının üzerinde, ayyy bir de ağzına götürüyor o elleri, halının iyice dezenfekte edilmesi lazım'' dediğinizi duyar gibiyim. Genlerimde kodlanmış olan bebekleri aşırı koruma kollama kültürünü, aldığım eğitimlerle dizginlemeyi başarsam da zaman zaman bir çocuk fizyoterapisti olarak benim bile şaşırdığım görüntülere rastlıyorum bugünlerde Finlandiya'da. Videodaki bebek parkta, toprağın içinde özgürce emekliyor. bazen ağzı yere değiyor, bazen kumlu ellerini gözüne götürüyor. Ebeveyni uzaktan izliyor, çocuğunun güvenliğini sağlayacak kadar yakın ama özgürlüğünü ve hareketini kısıtlamayacak kadar uzak. Ne kadar da

Özgeçmiş

Resim
Uzman Fizyoterapist Gamze Polen AKŞİMŞEK Pertevniyal Anadolu Lisesi’nden sonra  başarı bursuyla öğrenim gördüğü Haliç Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü'nden mezun oldu. Klinik çalışmalarını, akademik platforma taşımak amacıyla yüksek lisans eğitimine başladı. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon yüksek lisans programını ' Serebral Palsi'li Çocuklarda Sanal Gerçeklik Oyunlarının Üst Ekstremite Fonksiyonlarına Etkisi ' adlı tez çalışmasıyla tamamlayarak uzman fizyoterapist ünvanını aldı. Uluslararası ve ulusal dergilerde yayınlanmış çalışmaları mevcut olup, pediatrik rehabilitasyon alanındaki klinik çalışmalarını sürdürürken güncel yaklaşımları takip etmek için 2009 yılından beri yurt içi ve yurt dışında kongre, seminer, mesleki kurs ve eğitimlere katıldı. 2012-2015 yılları arasında Temas Çocuk Merkezi'nde çalıştı. 2015-2016'da Helsinki/Finlandiya'da  fizyoterapi, ergoterapi, duyu bütünle